5 Mayıs 2012 Cumartesi

Acılar



Hintli bir yaşlı usta, çırağının her şeyden sürekli şikayet etmesinden bıkmıştı. 
Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Yaşamındaki her şeyden mutsuz olan çırak geri döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı.




"Tadı nasıldı?" diye soran yaşlı adama öfkeyle "Acı.!" diye yanıt verdi.




Usta kıkırdayarak çırağının kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerideki gölün kıyısına götürdü ve çırağın bu kezde bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. 
Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu;




"Tadı nasıl?"
"Ferahlatıcı.!" diye yanıt verdi genç çırak.
"Tuzun tadını aldın mı?" diye soran yaşlı adama, "Hayır" diye yanıtladı çırağı. Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi;




Yaşamındaki acılar tuz gibidir, ne azdır ne de çok. Acının miktarı hep aynıdır. 
Ancak bu acının acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. 
Acın olduğunda yapman gereken tek şey, acı veren şeyle ilgi duygularını genişletmektir. 
Onun için artık sende bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar lütfen...